Çocuk sahibi olamayan kadınlar “analık” kimliği üzerinden külfet altına alınıyor

Bala sahibi olamayan kadınlar günce yaşamda yavru sahibi olan kadınlara oranla henüz çok ayrımcılığa ve ötekileştirmeye maruz kalıyor. Araştırmalar Türk kadınlarının yüzdelik 48,3’ünün evlendikten sonra “Hangi ant çocuğunuz olacak?” sorusuyla içtimai ağırbaşlılık gördüğünü gösteriyor.

AA muhabiri, toplumun yavru sahibi olamayan kadınlara bakışını İstanbul sokaklarında bölüt sordu. 7 kadın, 2 erkek 9 kişiyle yapılan röportajlarda 7 birey üremeyle ilişkin sorunlarda kadının suçlandığına dikkati çekti, 5 yaşama dahi yavru sahibi olamamanın “çokça acı” olduğunu söyledi.

Dört yavru sahibi ev hanımı Gögerçin Aslan, Türk toplumunda ana olmaya büyük önem verildiğine dikkati çekerek, yavru sahibi olamayan kadınların sık sık “Senin illet çocuğun olmuyor? Ülkü sende mi yoksa eşinde mi?” gibi sorulara maruz kaldığını kaydetti. Bu minval soruların kadınları incittiğini belirten Arslan, alelhusus Türkiye’nin doğusunda yaşayan kadınların “yavru yap” baskısına henüz çok maruz kaldığı görüşünü paylaştı.

Aslan, bazen kadınların üremeyle ilişik iş erkekte olduğu halde çevrelerine “ülkü köle” şeklinde açıklama yapmasına ilişkin, “Benim başıma gelseydi ego da aynısını yapardım, sorunu üstlenirdim.” ifadesini kullandı. Buna gerekçe olarak üstelik toplumsal değer yargılarına meni eden Arslan, “Bu nitelik erkeklerin zoruna gider, çalım yapar.” dedi. Aslan, karı ve eş arasındaki biçimci farkına değinerek, “Ama sav kadınlarda olduğu antlaşma ayvaz kadını boşar, eğer boşamasa bile konusunda kadın getirir.” ifadesini kullandı.

“Boşanmaya büyüklüğünde gidiyor, kadını ötekileştiriyorlar”

İki kız çocuk sahibi Sevilay Akbulut, üremeyle ilişik sorunlarda kadının sorumlu tutulduğuna ve dışlandığına aksan yaptı.

Eğitim seviyesi düşük kadınlar üzerindeki baskının henüz dokunaklı olduğunu aktaran Akbulut, doğuda görev yapmış benzeri arkadaşından edindiği izlenimi “Doğuda tıpkısı kadın doğurana büyüklüğünde tutulur, doğuramaz ağıl gelince ikincisi dirimsel. Birinci evlenen avrat ikinci ortak geleceğini kasten evlenir.” ifadesiyle aktardı.

İstanbul’de ayrımsız hastanede ebelik özne Hatice Okur üstelik hastalarının eğitim bilimi seviyesi ve yetiştikleri kültüre göre yavru sahibi olamayan kadına karşı yaklaşımının değiştiğini anlatım etti.

Batıda daha birkaç eş olsa bile üremeyle ait sorunu olan kadınların yalnızlaştırıldığını anlatan Kari, “Boşanmaya büyüklüğünde gidiyor, kadını ötekileştiriyorlar. Erkek yeniden evleniyor ve bu buut kadının suçu namına kalıyor.” dedi.

Diyarbakır’bile staj yaptığını dile getiren Okuyucu, bala sahibi olamayan ailelerde erkeklerin ikinci başkaca üçüncü eşleri olduğunu söyledi.

Bir turizm acentesinde müteharrik 60 yaşındaki Mehmet İnal, bala sahibi sıfır erkeklerin yeniden evlenmesiyle ilgilendiren adına “Elhamdülillah çocuğum var amma olmasaydı o günün şartlarına bakarak ihtimal ego birlikte yeğleme ederdim.” ifadesini kullandı.

Eminönü’nde esnaflık özne Tuncay Aslan ise çiftlerin evlenirken verdiği “İyi günde elem günde” sözünü hatırlatarak yavru sahibi olmakla ilgilendiren dava kadında birlikte olsa erkeklerin yeniden evlenmesini makul bulmadığını söyledi.

Arslan “14 yıldır yavru yazmak isteyen aynı arkadaşım var, çocuğu olmuyor diye ilk eşinden ayrıldı. Değişik karısıyla da o kadar uğraştılar ama olmadı bu ilahi benzeri takdir. Kendilerini aşıyor ama ‘kadındandır’ yöre yargısının yıkılmasını istiyorum.” şeklinde konuştu.

“16 senedir çocuğum olmuyor, 16 senedir “Neden?” diye soruyorlar”

İsmini kabullenmek istemeyen bire bir avrat, “Türkiye’dahi kadınlar çocukluktan itibaren asıl tutmak üzere yetiştiriliyor. Küçükken bebeklerle oynadığımızda ‘büyüyeceğim ve ana olacağım’ derdik. Bize bilcümle bu empoze edildi.” dedi.

İsmini tutmak istemeyen bire bir eksantrik kadın anneliğin çevresel faktörlerle şekillendiğini kaydederek, “Çoğu karı, çevrem ne düşünür, ailem ne der, aman bir anda evleneyim baskısı altında hayatını idame ettiriyor.” şeklinde konuştu.

16 senedir bala sahibi olamayan ve hususi nedenlerle ismini yüklemek istemeyen bire bir ayrıksı karı birlikte yıllardır “Ne antlaşma bala yapacaksınız?” sorusuna maruz kaldığını söyledi. 16 senedir otama gören güre eş senelerce bu soruların tek azalmadan sorulmaya devam ettiğine değinerek “‘Çocuğunuz neden olmuyor? Ne devir yavru düşünüyorsunuz?’ diye soruyorlar. Bu dahi beni üzüyor.” ifadesini kullandı.

Almanya’üstelik ateş parçası 2 yavru annesi Nejla Ustabaşı, Türkiye’birlikte kadına esas olması konusunda çokça aheste sıkıntı yapıldığını belirterek, bunu erinçsiz edici seviyede bulduğunu kaydetti. Almanya’da gençlerin bu konuda daha hür bırakıldığını tamlayan Ustabaşı, ana olma kararını gençlerin vermesi gerektiğinin altını çizdi. Ustabaşı “Asıl atılmak haddinden fazla sunturlu tıpkı husus ama değme şeyin bir zamanı var.” diye niteleyerek konuştu.

Çocuk sahibi olamayan kadınlar üzerindeki etki artıyor

Çocuk sahibi olamama dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen global keyif sorunu olmaya bitmeme ediyor. Acun Sağlık Örgütünün 2021’da paylaştığı verilere göre toptan olarak 186 milyon can bala sahibi olamıyor.

Türkiye’dahi ise Türk Alman Kadın Hastalıkları Eğitim Bilimi, Araştırma ve Bakım Vakfı (TAJEV) çiftlerin tahminî yüzdelik 15 ila 20’sinin bala sahibi olamadıklarını belirtti.

İnsanbilim Dergisi’nde yayımlanan “Akamet ve Sosyo-Kültürel Etkileri” isimli makalede, Türk kadınlarının yüzde 48,3’ünün evlendikten sonraları “Hangi ahit çocuğunuz olacak?” sorusuyla içtimai baskıya maruz kaldığını ortaya çıkardı.

Bala sahibi olamayan kadınların yüzde 57,8’i çocuklarla ilgili konuşmalardan karşıt etkilendiğini, yüzdelik 63,7’si çocuk sahibi olmayla ilgilendiren sorulardan huzursuz olduğunu, yüzdelik 55,4’ü ise elden kendileri kabil yavru sahibi olamayan kadınlar aracılığıyla anlaşıldığını hissettiğini kaydetti.

Share: