Diyarbakır’da enkazdan kurtarılan depremzedeler yaşadıklarını anlattı

AZİZ ASLAN – Kahramanmaraş merkezli ve 10 ili etkileyen depreme Diyarbakır’da yakalanıp, çöken binaların enkazından yaralı kurtarılan depremzedelerden bazıları Gazi Yaşargil Eğitim Bilimi ve Araştırma Hastanesinde tedavi görüyor.

Tedavisi süren yaralılardan Ferit Cengiz (36) şifahane odasında AA muhabirine, suret Bağlar ilçesi Cengizler Caddesi’ndeki Hisami Apartmanı’nın 4. katında ailesiyle yaşadığını söyledi.

Uyudukları tam dokunaklı bire bir zelzele yaşadıklarını anlatan Cengiz, önceki ilkin temel ve babasını uyandırdığını belirtti.

Cengiz, “Kız kardeşlerimle annemi ve babamı bire bir odaya yerleştirdim. O esnada 2 koca kardeşim üstelik salondaydı. Kız kardeşimle yan yanaydık, onunla konuşuyorduk. Kardeşime moral veriyordum. Kapı arasına sıkışmıştım. Orada saklanmıştım. Arkalama çağırıyorduk. Sonraları bizi duyan oldu. 7-8 saat bilahare enkazdan çıkarıldım. Kız kardeşim da esen çıkarıldı. Annem, babam öldü. Sair kız kardeşim ve 2 erkek kardeşim hala göçük altında.” dedi.

“Sesimiz duyulduğunda mutlu olduk”

22 yaşındaki Büşra Bozan da model Bağlar ilçesi 5 Nisan Mahallesi’nde ağabeyinin 8. kattaki evine misafir gittiklerini, geceleyin birlikte orada kaldıklarını aktardı.

Depreme uyurken yakalandıklarında sarsıntının şiddetiyle evden dışarı çıkmaya fırsat bulamadıklarını dile getiren Bozan, saniyeler içinde evin çöktüğünü tabir etti.

“8. kattan merdivenle insek olmaz diyerek düşündük. Mankafa çekildik. Duvarın dibinde oturduğumuz esnada apartman çöktü. O yadigâr tek hatırlamıyorum. Vücudumdan yukarısı rahattı ama bacağımın konusunda beton düştü.” diyen Bozan, bu süreçte çöküntü altındaki ev fertleriyle iletişim halinde olduklarını kaydetti.

Bozan, birbirleriyle konuştuklarını belirterek, evde iki kız kardeşinin, ağabeyinin ve iki canlı yengesinin bulunduğunu anlattı.

Hamile yengesinin bambaşka odada olduğunu dile getiren Bozan, o anlarda yaşadıklarıyla ait şunları paylaştı:

“Yengeme sesleniyorduk amma curcunalı gelmiyordu. Onun dışında diğerleriyle taraf yanaydım. Ağabeyim süratle ayağımın dibindeydi. Dışardaki ışığı görebiliyordum. Aynı yandan ailemi sakinleştirmeye çalışırken başka yandan önümdeki taş yığınlarını atmaya çalışıyordum. O taşları atınca aralık oluştu, rahatladım. Asık tavandaki kartonpiyerler olmasaydı elan incitici olabilirdim. Onlara tutundum. Onlarla kendimi korudum.

Üst tarafta demirler vardı, onlarla duvara vurup, bağırıyordum. Kurtarmaya gelenler bize yaklaştığında sesimi yükseltiyordum. Sesimiz duyulduğunda bahtiyar olduk. Beni çıkardılar. Sonrasını hatırlamıyorum. Ailemi birlikte çıkardılar. Annemin kaburgaları münkesir. Kız kardeşim çetin bakımdaydı, bu sabahleyin çıkarıldı. Yengemin durumu gani. Çokça şükür, dolgunca atlattık. Kendimizi bahtlı hissediyorum. Bacağımdan tıpkı faaliyetler geçirdim.”

Share: