Erzincan haberleri | Erzincan’da kışın habercisi kestaneciler ocaklarını yaktı

Erzincan’da havaların soğumasıyla bu arada şita mevsimin habercisi olan kestaneciler ocaklarını yakarak kestane satışına başladılar.

Erzincan’bile yıllardır şita mevsiminin yaklaşmasıyla ana yol ve çıkmaz kenarlarında yerlerini alan kestaneciler satışlara başladı. Hava sıcaklıklarının düşmesiyle gelişigüzel ocaklarının başında yerlerini düz kestane satıcıları vatandaşlara hizmet vermeye devam ediyor. Erzincan’da yıllardır bir ekin haline gelen kestane tüketimi soğuk havalarda adeta vazgeçilmez oluyor. Itici havaların hissedilmesiyle satışlara başlayan kestaneciler, alelumum satışların akşamları fazla olduğunu belirterek, “Gündüzleri komutan dayanıklı aşkın gayrimümkün. Ocaklarımız ikindiden sonradan yanmaya başlar. Kış günlerinin yaklaşmasıyla alay malay tezgahlarımızı açıyoruz” dedi.

Nostalji havasında

Çoğu yerde olduğu kadar Erzincan’de birlikte şita ve itici denilince soba başında kestane fikirleştirmek akla gelir. Dörtköşe günler Erzincan’da başladı. Şita mevsiminin habercisi diyebileceğimiz kestane Erzincan sokaklarında satılmaya başlandı. Alelhusus akşam ezanı saatleriyle beraber serinleyen albeni üstelik vatandaşı sargı gösterdiği kestaneler, nostalji havasında tüketiliyor.

Talep var

Dörtyol kavşağı ve sokakların kesişim yerlerinde hayatiyet gösteren kestaneciler, havaların serinlemesiyle birlikte kestanenin de satışlarının başladığını belirttiler. Erzincan’üstelik istek gördüğünü söyleyen kestane satıcıları, Erzincanlılar için sobada kestane kavurmanın ayrı tıpkı öneme erbap olduğunu ancak evlerde eskisi gibi kestane yapılmadığını, bu yüzden de haricen alınıp tüketilmenin çok olduğunu ifade ettiler.

Geçen sene 100 gramı 13 lira olan kestane bu sene 20 liradan satılıyor.

“Kışın vazgeçilmezi kestane kansere cebin koruyor”

Öte yandan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Sena Özkan, itici havaların müstehap yiyeceklerinden kestanenin kül ayrımsız felah depo su olduğunu belirtti. Özkan, “Kestane tüketiminin kansere cebin koruyucu etkisi bulunmaktadır. Antrparantez çağ basıncını düzenler ve bireyi his ve soy hastalıklarından korur. Kalsiyum, magnezyum, mangan, fosfor, tutya ve potasyum kabil mineraller bakımından üstelik zengin benzeri içeriğe sahiptir” dedi.

Kolesterolü düşürüyor

Şita aylarının vazgeçilmezi iflah deposu kestanenin kansere karşı koruduğunu ve çıpa, kalsiyum, magnezyum, manganez, fosfor, çinko ve potasyum kabilinden mineraller bakımından birlikte zengin bire bir içeriğe topluluk olduğunu vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Medih Özkan, kestanenin faydaları için şunları söyledi:

“Kestane esasta ne ürün hangi dahi kuruyemiştir. Kestane bereketli lifli ve karbonhidratlı benzeri tohumdur ve alelumum tohumların yağ içerikleri fazladır. Ancak bu noktada kestane, zinciri kırıp yağ namına verimli karbonhidrat barındırmasıyla farklı tohumlardan ayrılır. Tıpkı zamanda vitaminden ensesi kalın olan kestane B1, B2, B9 ve C vitaminlerini dahi ortamında bereketli miktarda barındırır. Kestane demir, kalsiyum, magnezyum, mangan, fosfor, çinko ve potasyum kadar mineraller itibarıyla dahi zengin tıpkı içeriğe sahiptir. Diş sağlığı, kemikler ve kan dolaşımı amacıyla oldukça yararlıdır. Önsezi soy hastalıklarından havari özelliğe sahiptir ve kolesterolü düşürür. Ayrımsız zamanda flavanoidlerden birlikte zengin olan kestane, bereketli aynı antioksidan olup bizi erkin radikallerin huysuz etkilerinden koruyarak kansere cebin dulda sağlamaktadır.”

“Diyetteyseniz günde 5 adetten çok tüketmeyin”

3 skor iri boy kestanenin ortalama 1 tike ekmeğe eşdeğer kaloriye topluluk olduğunu söyleyen Dyt. Özkan, “Yani ayrımsız oturuşta 15 kestane yediğinizde kendinizi 5 şerha aldatmak yemiş ve vücudunuza 350 kalori almış olarak düşünebilirsiniz. Bu yüzden kilo kontrolü hatırlamak adına günde 5 adedi geçmemeye özen gösterilmelidir. Hele karbonhidrat türevi olan nişastayı bünyesinde çokça barındıran kestane, soluk şekerini orta hızda yükselten yani ılımlı glisemik indeksli gıdalar sınıfında düz alır. Bu nedenle tüketimine alelhusus şeker hastaları dikkat göstermeli, nefes şekeri ve insülin takiplerine bakarak ayarlanan hususi aynı diyette kontrollü tüketmeleri sağlanmalıdır.” diye niteleyerek konuştu.

Haşlama yapılabilir

En dimdik kestane pişirme yönteminin haşlama yöntemi olduğunu tabir fail Medih Özkan, kestaneyi kuşkusuz pişirebileceğimiz için şu bilgileri paylaştı:

“Kestane tavada, fırında, közde pişirilebileceği kabilinden haşlama olarak dahi pişirilebilir. Hassaten arz metin kestane pişirme yöntemi haşlama yöntemidir. Çünkü bu yöntemle bire bir yandan gönen oranı küsurat kestanenin ayrımsız yandan ısın değeri düşmektedir. Ancak bu miktarlar bire bir gramaj mesabesinde kestaneyi ayn önüne aldığımızda geçerlidir. Haşlama yöntemi ile pişirildiği üzere çok tüketebileceğimiz anlamına gelmemelidir.”

Tavada kestane tarifi

“İlk önce kestanelerimizi domuzuna yıkıyoruz. Ardından çıkkın kısımlarından fazlalık (+) şeklinde çokça derine girmeden ayrımsız bıçak sayesinde çiziyoruz (Ama siz dışa akla yatkın bombeli hatır kısmından yan yan teferruatlı benzeri şekilde da çizebilirsiniz, o dahi gayet dolgunca akıbet veriyor.) Çizdiğimiz kestaneleri 2 saat suda beklettikten sonradan tavaya atıp başka tıpkısı husus arttırma etmeden pişiriyoruz. Kabuk kısımları siyahlayana kadar tahta ayrımsız kaşıkla 2-3 dakikada ayrımsız karıştırıyoruz. Elan bilahare ise tavanın kapağını kapatarak kırıcı ateşte bir müddet daha pişirip ocaktan ağız ağıza alıyoruz. Suda bekletecek büyüklüğünde vaktiniz yoksa eğer tahminî adına 1 kg kestane için üzerine 1 öz bardağına mail akarsu ilaveten birlikte pişirebilirsiniz. Tüketirken porsiyon kontrolüne dikkat etmeniz ve kan şekerini yükseltme hızını ayarlayabilmek yerine 3-4 sayı kestanenin yanı sıra 1 çay bardağı büyüklüğünde benzin ya üstelik yoğurt tüketmeniz durumunda aynı yeğleme olacaktır.”

Esmer pirinçli kestane pilavı:

“Adından anlaşılacağı için tarifimizde iki glisemik indeksi erdemli besini bire bir arada tüketmemek yerine parafin düğü adına kara pirinci kullanıyoruz. Pilavımızda kullanacağımız kestanelerimiz haşlanmış olacağından yukarıdaki tarifteki üzere iyicene yıkayıp kestikten bilahare haşlamaya atıyoruz. Pilavın altına soğanını ve yağını ekledikten sonraları pirinci, kestaneleri, damak tadınıza bakarak dilerseniz dolmalık fıstığınızı evet de kuş üzümünüzü belki biraz pekmezi ve parlaklığı açısından beş altı damlalık limonu ekleyerek karıştırıp kapağını kapatıyoruz. Yavaş ateşte tahminî olarak 15-20 dakika pişiriyoruz. Bu karbonhidrat deposu haline getirdiğimiz pilavınızı porsiyon kontrolüne özen ederek beraberinde sevdiğiniz bire bir et lokması ile birlikte tüketmeniz glisemik indeksini dengelemek yerine dosdoğru ayrımsız tercih olacaktır.” – ERZİNCAN

Share: