Müslüme’nin donmuş bedeninin bulunduğu yerde irfan eden avukatlardan ortak görüş: Bölgeye kişi imkanlarıyla çıkması cins değil

Karaman’dan şita mevsimini buyurmak için 10 Kasım 2021’birlikte Gülnar ilçesinin 175 metre rakımlı Yanışlı Mahallesi’ne gelen 7 çocuklu Yağal ailesinin 6’ncı çocuğu Müslüme, kaybolmuştu. Taharri çalışmalarının 10’uncu gününde, ailesinin çadır kurduğu noktaya 7 kilometre uzaklıktaki Karaağaç mevkisinde, çalılıkların ortada Müslüme’nin cansız bedeni bulunmuştu.

DEDE TUTUKLANDI

Müslüme’nin cesedinin bulunduğu devir, jandarma ekipleri, annesi Servi, babası Mehmet, dedesi Hasan Yağal, anneannesi, babaannesi, kardeşleri ve halasının üstelik aralarında olduğu 9 yakınını gözaltına aldı. Anneanne Yağal, şeb ifadesinin alınmasının arkası sıra azade bırakıldı. Gözaltında ve karakolda 3 geceleyin geçiren şüpheliler, işlemlerinin arkası sıra 22 Son Teşrin’dahi adliyeye gönderme edildi. Mahkemeye çıkarılan şüphelilerden ata Hasan Yağal tutuklandı, 7 ev üyesi ise savcılık yoluyla başıboş bırakıldı. Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olayla ilişik yürüttüğü soruşturmada savca hazırlandı.

HAKİM KARŞISINA ÇIKTI

Tutuklu sanık ata Hasan Yağal, Silifke 1’inci Alçak Ukubet Mahkemesi’nde görülen önce duruşmaya Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’ndan getirildi. Dede, ‘Kendini savunamayacak mail akrabayı bire bir suçu peçelemek, delillerini ortadan iletilmek amacıyla bilerek kanlı, çocuğun nitelikli cinsel istismarı, nitelikli eşeysel hareketli, cinsel amaçla zor, tehdit yahut hile kullanarak çocuğu hürriyetinden yoksun kılma, suçluyu gayret suçuna azmettirme’ suçlarından yargılanıyor.

“BÖLGEYE KENDİ İMKANLARIYLA ÇIKMASI TÜR DEĞİL”

Mersin Ağacı Silifke 2’nci Bati Ukubet Mahkemesi heyeti, Ev ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı ve Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi avukatları, bilirkişiler, Müslüme’nin vakfedilmiş dedesi Hasan Yağal ile tutuklanmadan sanıklar babaanne Ayşe Yağal ve annesi Servi Yağal, 19 Son Teşrin 2021’da Müslüme’nin cesedinin bulunduğu Yanışlı Mahallesi kırsalında bugün yapılan keşfe katıldı. Tutuksuz sanıklardan ağa O.Y.’nin kayran almadığı keşifte, Müslüme Yağal’ın kâh ev yakınları dahi hazır bulundu. Yapılan keşifte Müslüme’nin en üst görüldüğü toprak ile cesedin bulunduğu alana olan meydanlık hesaplandı. AFAD ve güllabi ekiplerinin birlikte katıldığı keşifte, ormanlık alanın tamamında tetkikat yapıldı. Yapılan incelemelerde, ağılın bulunduğu nokta, çadır, hayvanların otlatıldığı bölgeler ve görüngü gününde familya bireylerin olduğu noktalar anahtar altına alındı. Ekipler Müslüme’nin cesedinin bulunduğu araziyi de titizlikle inceledi.

Keşif ekibinin bulaşan olarak güçlükle ulaştığı mevkide yapılan incelemede, Müslüme’nin cesedinin bulunduğu bölgeye kendi imkanlarıyla çıkmasının cins olmadığı, Sazak Barosu avukatları tarafından dile getirildi. Avukatlar, bu bilginin bilirkişi raporlarına eklenmesini irade etti. Minik Müslüme’nin ölümüne ilişkin davanın 2’nci duruşması ise 27 Ekim’da görülecek.

İDDİALARI REDDETTİLER

Öte yandan suçluyu himmet suçundan tutuksuz yargılanan ana Servi, babaanne Ayşe Yağal ile ağabey O.Y. (15) da duruşmaya katıldı. Cet Mehmet, ağabeyler K., H. ile abla A.Y. (14) üstelik duruşmada amade bulundu. Öte yandan murafaa heyeti, Müslüme’nin bulunduğu sırada çekilen ceset fotoğraflarını ekrana yansıtıp, sanık ve tanıkların ifadelerini vicdanlarına seslenerek vermelerini istedi. Duruşmada ev bireyleri şahit kendisine dinlendi. Sanık dede Hasan Yağal ile temel Selvi Yağal, babaanne Ayşe ile ağa O.Y., haklarındaki birlik suçlamaları reddetti. Esas Servi Yağal, duruşmada Müslüme’nin ölümüyle ilgilendiren kimseden şikayetçi olmadığını söyledi.

Ağababa Mehmet Yağal üstelik murafaa salonunda hazır bulundu. Duruşmada önceki yerine Ayşe Yağal’ın ifadesi alındı. Ayşe Yağal, Müslüme’nin kaybolduğunu eşine kendisinin söylediğini, eşinin de böylecene haberinin olduğunu ve traktörle aramaya çıktığını kaydetti. Ayşe Yağal, Hasan Yağal’ın gelinine taarruz iddiasına müteveccih ise “Selvi bizim öz yeğenimiz. Ego eşime güveniyorum. O anca aynı molekül yapmaz. Benim eşim günahsız” dedi.

ATA: ARADIK BULAMADIK

Duruşmanın devamında mevkuf maznun Hasan Yağal’ın ifadesi makbuz. Dede Hasan Yağal, görüngü günü küçükbaşlarla birlikte eşi Ayşe ve torunu Müslüme ile çadıra geldiklerini belirterek, “Kemirmek yedik, sonrasında torunum Selek ile ben efsanevi otlatmaya gittim. Ego zir yoldan gittim, Verimli da peş yoldan gitti. Müslüme’yi en son saat 14.30 kabilinden çadırdan çıkarken görmüştüm. Efsanevi otlatmaktan geldim. Dallar ağlıyordu, O.Y., Müslüme’nin kaybolduğunu söyleyince traktöre binip, asfalta akilane gittim. Gittiğim yerde Ayşe ve Servi’yi görünce onlar birlikte bulamadıklarını söyleyince jandarmaya fen verdik. Değme yerde aradık bulamadık” dedi.’

“RAPORU BİLEMEM, GELİNİMLE İLİŞKİM BULUNMAYAN”

Müslüme’nin bulunduğu yere öz başına gitmiş olabileceğini öne süren Hasan Yağal, “Yavru bu, kendi başına gider. Seçkin gördüğümde Müslüme’yi yüzünden öperim. 9 çevrim bilahare boynundan DNA çıkması alışılagelen. Bundan cinsel bire bir gösteri olduğu sokak. O benim torunum, bu konu söz konusu bile gayrimümkün” diye konuştu.Mahkeme heyeti, Hasan Yağal’a Müslüme’nin ablası diğer torunu A.Y.’nin zat çocuğu olup, olmadığı üzerine istifham sordu. Yağal ifadesinde, “O benim torunum, raporu bilemem. Belki akrabalıktandır. Gelinim Servi ile ayrımsız cinsî ilişkim olmadı” ifadelerini kullandı.



Share: