Osmanlı sanatı sülale hanımlarına sağlık, tendürüst kızlara amortisör oluyor

Osmanlı sanatı sülale hanımlarına dirimsel, gailesiz kızlara amortisör oluyor

Osmanlı saraylarını süsleyici ‘sim sırma’ kadınların elinde aktarılma yüzüne çıkıyor

EDİRNE Geçmişi Osmanlı’ya müstenit saraylarda, sultanların giydiği kıyafetlerde ve kullandıkları eşyalarda örnekleri görülen dival ve sim sırma sanatı günümüzde sülale hanımlarına sağlık, taze kızlara amortisör olarak aktarılma yüzüne çıkıyor.

Geçmişi Osmanlı dönemine müstenit ve günümüzde aile hanımlarına dirimlik kapısı sunan dival ve gümüş sırma sanatı, Edirne’dahi açılan kursa katılan kadınlar tarafından geleceğe taşınıyor. Osmanlı saraylarında padişahların bindallı kaftanlarında kullandığı “gümüş sırma” işlemeler, kullanılmamış soy sop tasarımlarla ustalarının ellerinde değerinde olmak tuşe etmek işlenerek günümüze uyarlanıyor. Bir Zamanlar evlilik hazırlığı işleyen dinç kızlar üzere hazırlanan ve çeyizlerde beğenilen “sim sırma” sanatı, açılan kurslarla yeniden çevrim yüzüne çıkarılıyor. Edirne’bile El Eğitimi Merkezi tarafından Selimiye İmam Hatip Ortaokulu bünyesinde açılan dival ve sim sırma sanatı kursuna katılan kadınlar, ayakkabıdan çantaya, mağaza takımlarından, havlulara, bohçalardan cüzdanlara, kolyelerden saatlere kadar bir nice ürüne uyguladığı işlemelerle bu sanatı günümüze uyarlayarak yaşatmaya çalışıyor. Dekorasyondan giyime, çeyizlerden türbe örtülerine, Kur’an-ı Selek kaplarından, bindallı ve kaftanlara büyüklüğünde bir nice alanda geçer not “gümüş sırma”, günümüzde çanta, ayakkabı, boyun bağı, avize, broş, armağan kutusu, ayna ve bezek eşyalarına dahi işlenerek kullanılıyor.

“Unutulmaya yüz tutmuş bu sanatı günümüze uyarlıyoruz”

Unutulmaya beniz tutmuş dival işi ve gümüş sırma sanatını açtıkları kursta ahit yüzüne çıkardıklarını belirten Edirne Halk Terbiye Merkezi Becerikli Öğreticilerinden Nermin Alem, Osmanlı’ya elkızı mevrut Dulkadiroğulları Beyi Süleyman’ın kızı Sitti Mükrime Hatun’un çeyizindeki eserlerden esinlenerek ortaya sâdır bu sanatı günümüze uyarlayarak kursiyerlere öğrettiklerini anlatım etti. Çarkıt eserlerin müzelerde yıpranmamış eserlerin ise kurslarda görülebileceğini tamlayan Bayrak, bu sanatın zinde kızlara amortisör, aile hanımlarına ise dirimlik kaynağı olduğunu aktardı. Unutulmaya beniz tutmuş tıpkı müzakere dalı olduğu amacıyla bu dönemde henüz aşkın rabıta gördüğünü ve kursiyer sayısının arttığını belirten Sembol, “Sanatımızda bohçalar, kaftanlar, bindallılar işleniyor. Günümüzde daha çok salon takımları, havlular bohçalar, çantalar, ayakkabılar, cüzdanlar, kolyeler yapıyoruz. Bu sanatı kursiyerlerimize sunu dolgunca şekilde öğretiyoruz. Hem onlara bile dirimsel kaynağı olsun, hem birlikte unutulmaya beniz tutmuş sanatımız çevrim yüzüne çıksın diye niteleyerek çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.

“Oğlumun düğünü amacıyla kişi ceketimi işliyorum”

Tekaüt olduktan sonra hobi yerine bu kursa başladığını belirten 54 yaşındaki Sabah Yeli Rahat, unutulmaya yüz tutmuş sanatlar kategorisinde olduğu üzere çokça isteyerek işlediğini ve özge kursiyerlerle tıpkı arada olup sosyalleşmekten bahtiyarlık duyduğunu aktardı. Oğlunun düğünü üzere kişi ceketini işlediğini belirten Şen, bu ceketi daha sonradan gelinine hediye etmeyi düşündüğünü rapor etti.

Çocuğu okula giderken vaktini boşa geçirmemek ve yanılmak için başladığını söyleyen 49 yaşındaki Cemile Çalışkan, dival sanatını 8 yıldır isteyerek sürdürdüğünü ve artık yaptığı ürünleri satarak dirimsel elde etmeye başladığını aktardı.

Share: