Kavcıoğlu: 2022 sene sonu enflasyon tahmini 65,2

TÜRKİYE Cumhuriyet Altını Hat Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, “2022 yıl sonu pahalılık tahminini 4,8 puanlık güncelleme ile yüzdelik 60,4’ten yüzde 65,2’ye, 2023 sene sonunu tahminimizi ise 3,1 puanlık güncelleme ile yüzdelik 19,2’den yüzde 22,3’e güncelledik” dedi.

TCMB Başkanı Kavcıoğlu, yılın nihai para şişkinliği raporuna ilgili sunum yaptı. Kavcıoğlu, Global kazançlı faaliyette 2’nci çeyrekte gerçekleşen yavaşlama eğiliminin, öncü göstergelere göre yılın geri kalanında bile devam ettiğini kaydederek, “Rusya- Ukrayna savaşına tutkun yerine ortaya sâdır ve giderek kalan jeopolitik riskler, pandemi dolayısıyla bozulan küresel hazırlık zincirlerini zıt yönde etkilemektedir. Bu riskler; erke, muhtelif uzaklık malı ve emtia ürünlerinde sunma kısıtlarına ve efdal eşit oynaklıklarına hastalık olmaktadır. Bu durum, enflasyonun toptan ölçekte yükselmesine ve talebin zayıflamasına misil açarken; aynı zamanda, enflasyon oranlarındaki artışın öngörülenden daha teferruatlı süreceğine dayalı beklentileri bile güçlendirmektedir. Dünya genelinde faziletkâr seyreden enflasyonun sonucu namına mali koşullardaki sıkılaşma eğilimi artmakta ve bu kapsam, konuşu faaliyeti sınırlandıran ayrımsız sair majör enerjik namına karşımıza çıkmaktadır. Global kazançlı cıvıltı üzerindeki bahsi güzeşte risklerin, önümüzdeki dönemde birlikte bitmeme etmesi ve alelhusus, ati yıl acun ekonomisini daha çok etkilemesi beklenmektedir. Bu çerçevede, 2023 yılına ilgili tahaccüm tahminleri, eski anlatım dönemine göre global ölçekte oylumlu ölçüde zir yönlü güncellenmiştir. Enerji kaynaklı tahdidat zımnında istihsal kapasitesi riziko altında olan Avrupa ülkeleri üzere bahis konusu anlayış güncellemeleri henüz belirgindir” ifadelerini kullandı.

Küresel ekonomik faaliyetteki yavaşlamaya kapalı mal fiyatlarının 2’nci çeyrekten itibaren gerilemeye başladığını nâkil Kavcıoğlu, “Emtia fiyatlarında sonuç dönemde gerçekleşen zir yönlü eğilimin enflasyon dinamiklerini müspet yönde etkilemesi beklenmektedir. Gayrı taraftan, emtia fiyatlarının halen geçmiş bölüm ortalamalarının üzerinde olduğu ve savaşın etkilerinin sürmesiyle birlikte enerji fiyatlarının alternatif aynı ezgi izlediği görülmektedir. Mavera yandan, ülkemizin oynadığı müspet cafcaf, tahıl tedarikinde olduğu üzere erke piyasasında bile yeryüzü sorunlarının giderilmesine ulama sağlayacak ve denk gelişmelerinin seyrini müspet yönde etkileyebilecektir” diyerek konuştu.

‘YATIRIM EĞİLİMİ IŞLEK KALDI’

Kavcıoğlu, global tahaccüm görünümündeki zayıflamaya ek namına, nakliyat maliyetleri ve mal fiyatlarında gözlenen elan ılımlı seyre karşın, toptan pahalılık oranlarının artım eğilimini sürdürdüğünü belirterek, şunları kaydetti:

“2022 yılına ait enflasyon beklentileri, bir nice ümranlı mevki üzere bire bir önceki anlatım dönemine bakarak üst cepheli güncellenmiştir. Toptan para şişkinliği oranlarındaki yüksek seyrin, aynı süre daha bitmeme edeceği beklenmektedir. Dar içi konuşu zindelik, yaşanan nazik sunma şoklarına karşın, sürdürülebilir ayrımsız yapıda ve kesintisiz bir şekilde bitmeme etmektedir. Türkiye ekonomisinde akıbet 8 çeyrek altın boyunca gerçekleşen büyüme oranları, eğilim adına başka tahaccüm dönemlerinin üstünde seyretmektedir. Pandemi sonrasında aceleten normalleşen ve imalat sanayinin öncülüğünde dış ticaret yapısında bir transformasyon geçiren Türkiye ekonomisi, yılın 2’nci çeyreğinde bile canli takat sınırı sergilemiş ve almanak bazda yüzdelik 7,6 oranında büyümüştür. Uluslararası kuruluşlar dahi Türkiye’ye ait 2022 yılı nema tahminlerini eke ölçüde üst taraflı güncellemektedir. Türkiye’nin strüktürel tahavvül sürecinin bildirme yüce mihenk taşlarından olan dış satım ve makine, teçhizat yatırımlarının almanak büyümeye olan katkısı artarak bitmeme etmektedir. Bu gelişme, ‘Türkiye Ekonomi Modeli’nin amaçlarıyla bile uyumludur. 2’nci çeyrekte, yıllık bazda yüzde 7,6 oranında gerçekleşen büyümenin 2,7 puanı net ihracattan, 2,2 puanı ise araba, teçhizat yatırımlarından gelmiştir. Üretim tarafında ise hizmet ve endüstri sektörleri 2’nci çeyrekte bile büyümeye katkı vermeyi sürdürmüştür. Yılın 2’nci yarısına ilgilendiren göstergeler, ihracatın faziletkâr seviyelerini koruduğuna ve envestisman eğiliminin faal kalmayı sürdürdüğüne meni etmektedir.”

Türkiye’nin dinç ve etraflıca bir nema gerçekleştirerek, G20 ülkelerinden gözle görülür aynı biçimde, olumlu yönde ayrıştığına belen eden Kavcıoğlu, “Bolluk kazanımları ve verimliliği elan dolgunca yansıtan satın alma gücü paritesine bakarak adam başı sakıt katışık güçlükle içi hasılaya bakıldığında ise Türkiye’nin pandemi sonrasında faziletkâr gelir grubu ülkelerden henüz çabuk büyüdüğü ve arka orta gelirli ülkelerden üstelik olumlu yönde ayrıştığı görülmektedir. Gerçekleşen ve muhtemel büyüme oranları, bu sürecin 2022 yılında de bitmeme edeceğini göstermektedir. Hedefli emniyet politikalarımızın odak alanlarından biri olan araba, donatı yatırımları, sonuç dönemde faal tıpkı yükseliş eğilimindedir. Gizil büyümenin sürükleyicilerinden olan araba, donatı yatırımları, 2019 yılının serencam çeyreğinden bu yana akıcı yerine artmaktadır” dedi.

‘İSTİHDAMA MÜSPET YANSIMALARI DEVAM ETMEKTE’

Kavcıoğlu, avangart göstergelerin, yılın 3’üncü çeyreğinde büyümede mecbur benzeri yavaşlamaya işaret ettiğini kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Endüstri üretimimiz, halen pandemi sonrası faziletli seviyelerini korumakla birlikte, özellikle arz önemli dış satım pazarımız olan Avrupa ekonomisinin, önümüzdeki dönemde karşı karşıya olduğu risklerin etkileri, sınırlı dahi olsa hissedilmeye başlanmıştır. Esbak enformasyon, ifade ve yayınlarımızda dahi teferruatlı namına tabir ettiğimiz için, yapısal kazanımlarımızın esas sürükleyicisi olan sanayi sektörünün, aut şoklara cebin dayanıklılığının artmasına ve göstermekte olduğu iş eğilimini sürdürmesine nazik ehemmiyet veriyoruz. İmalat uran yetenek tasarruf oranı, 4’üncü çeyrek itibarıyla tarihî ortalamaları civarında seyretmektedir. İlave yetenek ihtiyacı, yatırım talebini sponsor bir prensip olmayı sürdürmektedir. İmalat sanayi içerisinde, erdemli yatırım talebi olduğunu beyan fail madun sektörlerin kapasite kullanma oranlarının, imalat endüstri genelinin oldukça üzerinde olduğunu görüyoruz. Istihsal yapısındaki envestisman ve ihracat odaklı güçlenmenin istihdam üzerindeki müspet yansımaları devam etmektedir. İş gücüne paydaşlık oranındaki artış sürerken, süreduran sayısındaki azalış eğilimi üstelik henüz engelsiz ayla mevrut ve mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı ağustos ayı bakımından yüzdelik 9,6’ya gerileyerek 2014 yılı Mart ayından bu yana kaydedilen arz düşük seviyeye ulaşmıştır. Bu dönemde, istihdam edilen dirilik sayısı, tarihî adına yer efdal düzey olan 31,3 milyon kişiye ulaşmıştır. İş gücüne ortaklık ve istihdam göstergelerinin, pandemi öncesi seviyelerin konusunda derkenar olması, aksiyon gücü piyasalarının sağlıklı işleyişini göstermesi açısından ehemmiyet en etmektedir. OECD ülkeleriyle karşılaştırdığımızda, ülkemizde pandemi sürecinde avarelik oranında gözlenen artışın, daha kapalı düzeyde kaldığı, pandemi sonrasında iyileşmenin ise henüz aceleci ve diri gerçekleştiği görülmektedir. 2020 yılı 2’nci çeyreğinden itibaren şipşak kalan sanayi üretiminin yanı sıra envestisman harcamaları ve ihracatın birlikte etkisi ile istihdam edilen emanet sayısı 2020 yılı 1’inci çeyreğinden bu yana toplamda 4,1 milyon hayat artmıştır. İstihdamdaki bu artım, ayrımsız ülkelere kıyasla az çok yüksektir. Aynı dönemde, endüstri istihdamındaki artışa baktığımızda ise Türkiye’nin izafi performansı elan bile öne çıkmaktadır. Endüstri üretimindeki gelişimin aracısız ve bilvasıta etkileriyle güçlenen istihdamdaki strüktürel kazanımların korunmasını önemsiyoruz.”

‘CARİ AŞKIN VERDİĞİMİZ DIŞ DENGEYE KAVUŞACAĞIZ’

Kavcıoğlu, fiyat ve çevrimsel etkilerden arındırıldığında cari dengedeki iyilik sürecinin 2’nci çeyrekte dahi bitmeme ettiğine bel ederek, “Bunun sonucunda, Türkiye ekonomisi yoğun 3 çeyrek altın strüktürel akan aşkin vermiştir. Cari aşkin kapasitemizdeki strüktürel iyileşmeyi, ek değer içerisindeki payını 2010’daki yüzdelik 15 seviyesinden 2021’dahi yüzdelik 22’ye çıkaran imalat sanayimizin gösterdiği dış satım odaklı faal olgunluk desteklemiştir. Erke maliyetlerinin küresel çapta alışılmadık seviyede yükseldiği bu sürecin böylece, erke fiyatlarının normalleşme eğilimine girmesiyle alay malay, ülkemizin büyürken cari fazla verdiği bire bir dış dengeye kavuştuğunu göreceğiz. Türkiye ekonomisinin büyüme yapısındaki dış satım ağırlıklı dönüşümün yansıması kendisine 2022 yılında, ihracatta sıkışık rekor düzeyde artışlar yaşanmıştır. 2021 yılında 225 bilyon dolar seviyesine ulaşan ihracat, 2022 yılının Ilkgüz kocaoğlan bakımından yıllık bazda 250 milyar doları aşmıştır. Öte yandan, dış kâm koşullarında son aylarda gözlenen bölümsel yavaşlama ile beraber, 3’üncü çeyrekte, mevsimsellikten arındırılmış ihracat ufki benzeri tempo izlemiştir. Tıpkı dönemde, dış alım ise enerji fiyatlarına tutkun namına artma kaydetmiştir. Önümüzdeki döneme ilişik namına, ihracat üzerindeki süfli yönlü riskler tıpkısı esbak anlatım dönemine göre kalık olmakla alay malay, pandemi sonrasında ihracatımızda gerçekleşen zihayat artışta yapısal ve kalıcı unsurların kilolu bastığını alelhusus afişe etmek isterim. İhracat kapasitemizdeki güçlenme, dış satım miktarımızdaki gelişmeleri diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda yıldızlı ayrımsız şekilde izlenmektedir. İhracat miktar endeksimizde sair ülkelerle 2018 yılında başlayan fazlalık inhilal, pandemi sonrasında daha boş ayla gelmiştir. Haziran 2018’den günümüze, dış satım miktarımız tahminî yüzdelik 35,4 oranında artarken, gelişmekte olan ve kaslı ülkelerdeki ihracat miktarı artım oranları, sırasıyla, yüzde 15,8 ve yüzde 3,7 ile vabeste kalmıştır. İhracat performansımızdaki olumlu ayrışmada, pandemi sonrasındaki süreçte kitap ve talih çeşitlendirmesi vasıtasıyla kalan kompetitif yapımız etkili olmuştur” diye niteleyerek konuştu.

‘TÜFE YAYILIM ENDEKSİNDE GERİLEME GERÇEKLEŞTİ’

Kavcıoğlu, ağustos kocaoğlan itibarıyla, envestisman ve ihracat kredilerinin mecmu ticari krediler içerisindeki payının yüzdelik 28’i aştığını belirterek, “Akıbet 20 yılın sunma efdal seviyesine ulaşmıştır. Dış dengenin majör ayrımsız unsuru olmasının yanında serbest bir istihdam ve dirimlik kaynağı birlikte olan turizm sektörünün önceki 8 aydaki performansı sevinme vericidir. Seyahat gelirlerinin 2021 yılına bakarak mahiye bazda yüksek artım kaydettiği ve 2019 yılı rakamlarını aştığı görülmektedir. Ilkgüz ayına ilgilendiren öncü göstergeler, turizm gelirlerindeki kipirdak seyrin bitmeme ettiğine meni etmektedir. Mütemmim fiyatları ilkgüz ayında almanak bazda yüzde 83,5 oranında kalık ve orak ayı kocaoğlan enflasyon raporunda öngördüğümüz patikanın orta noktasına mail gerçekleşmiştir. Yıllık bazda atom çekirdeği enflasyon göstergeleri ise nispetle henüz müspet bire bir görünüş sergilemektedir. B ve C endekslerinin mahiye değiş oranlarında serencam aylarda bire bir cirim yavaşlama gerçekleşmiştir. Enflasyonun dağılımına müteveccih hesapladığımız alternatif çekirdek para şişkinliği göstergeleri dahi B ve C endekslerinin aylık artışlarında gözlediğimiz bu itidalli yavaşlamayı doğrulama etmektedir. TÜFE yayılım endeksinde de 3’üncü çeyrekte tıpkı tutar enkaz gerçekleşmiştir” dedi.

‘KOBİ’LER TARAFINDAN 558 MİLYAR LİRA KREDİ KULLANILDI’

Uygulanan oylumlu ihtiyati tedbirlerin etkinliği sebebiyle emniyet kompozisyonunda, hedefli itimat politikasıyla düzenli değişiklikler gözlediklerini aktaran Kavcıoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Emniyet büyümesinde henüz dengeli bir aksiyon gözlenirken, güven faizlerine yönelik devreye alınan eke ihtiyati düzenlemeler sonrasında akçasal aktarımın desteklendiğini ve TL ticari itimat faizlerinin 10 fakül civarında gerilediğini görüyoruz. Buna mülhak yerine, kredilerin kompozisyonu hedefli kredi politikalarımız sebebiyle gelişmeyi sürdürmektedir. Tüketici kredilerinin ticari kredilere olan oranı azalırken envestisman ve dış satım kredilerinin ticari krediler içerisindeki ağırlığı oylumlu ölçüde artmıştır. Hedefli kredi kullanımının arz heybetli sonuçlarından birini KOBİ’ler aracılığıyla makbul kredilerdeki gelişmeler oluşturmaktadır. Aile-ilkgüz döneminde, KOBİ’ler vasıtasıyla kemiksiz olarak 558 bilyon TL tutarında itimat kullanımı gerçekleştirilmiştir. Bu cirim, 2021 yılının tıpkısı döneminde KOBİ’ler eliyle mergup 54 bilyon TL tutarındaki kredinin 10 katından fazladır. Buna ekleme olarak, KOBİ’lerin 2022 yılı Eylül ayındaki kemiksiz güven kullanım miktarı, esbak yılın Aile-ilkgüz döneminin 1,5 ceberut olarak gerçekleşmiştir. Serencam adına, bu dönemde, KOBİ kredilerinin tutarı ve bankacılık sektörü kredileri içerisindeki payı tarihî namına sunu faziletkâr düzeye ulaşmıştır.”

‘GIDA FİYATLARININ YÜZDELIK 22 ARTACAĞINI VARSAYDIK’

Kavcıoğlu, ithalat fiyatları, azık fiyatları ve toptan büyüme gibi dışsal unsurlar üzere varsayımları gözden geçirip güncellediklerini belirterek, “Avangart göstergeler, toptan ekonominin resesyona giriş riskinin arttığı yönünde güçlü sinyaller veriyor. 2023 yılı üzere aut okul çocuğu ait tahminlerimizi, enerji krizi ve mali koşullara sadık kendisine kalan riskler nedeniyle bayağı cepheli güncelledik. Serencam dönemde global okul çocuğu ait beklentilerle birlikte gerileyen emtia fiyatlarına karşın, enerji fiyatlarının jeopolitik risklere tutkun adına dalgalı bir azimet izlemesi sonucunda, petrol fiyatlarına dair varsayımlarımızı 2022 ve 2023 yılları için tıpkı hacim yukarı yönlü güncelledik. İthalat fiyatlarının umumi seviyesine dayalı varsayımımızda, gerçekleşmeler kaynaklı olarak 2022 yılı üzere bağlı bire bir cirim yukarı taraflı, 2023 yılı amacıyla ise küresel kâm görünümü ile uyumlu namına hor cepheli benzeri güncelleme yaptık. Besin fiyatlarının, yıl sonuna akıllıcasına düşüşe geçerek 2022 yılında yüzdelik 75, 2023 yılında ise yüzde 22 oranında artacağını varsaydık. Tahminler üretilirken, makroekonomik politikaların mutedil vadeli ayrımsız perspektifle, enflasyonu düşürmeye odaklı ve liralaşma adımları kapsamında koordineli bir şekilde belirlendiği aynı vizyon temel aldık” dedi.

‘2022’ YIL SONU PAHALILIK TAHMİNİ YÜZDELIK 65,2′

Kavcıoğlu, enflasyon tahminlerine ilişik, “Para Şişkinliği hesap pusulası aralığımızın ılımlı noktaları 2022 yılı böylelikle yüzdelik 65,2, 2023 yıl böylece yüzde 22,3 ve 2024 sene böylelikle ise yüzdelik 8,8 seviyelerine mukabele etmektedir. Tahminler, servet politikasının sürdürülebilir bedel istikrarını terazi hedefi doğrultusunda belirlendiği bir çerçevede, 2023 yılı ve sonrasında enflasyonun esas eğiliminin aşamalı yerine gerileyeceğine meni ediyor. Tahminlerimizde mali koşulların sıkılaşmasıyla yavaşlayan küresel temenni marifetiyle dış alım fiyatlarında normalleşme eğilimlerinin süreceğini baz alıyoruz. söz konusu haricî şartlar altında, aldığımız makroihtiyati tedbirlerin akçasal gelişmeler üzerindeki dengeleyici etkileriyle alay malay, genişlik-arzu dengesinin, akan dengenin, döviz piyasasında tanıdık tartılı seyrin pahalılık beklentilerine ve fiyatlama davranışlarına müspet yansıyacağını öngörüyoruz. Böylece, 2022 sene sonu şişkinlik tahminini 4,8 puanlık güncellemeyle yüzdelik 60,4’ten yüzdelik 65,2’ye, 2023 sene sonu tahminimizi ise 3,1 puanlık tıpkısı güncelleme ile yüzde 19,2’den yüzde 22,3’e güncelledik. Seçme 2 yıl için temel koşullarındaki güncelleme, tahminler üzerinde, sırasıyla, 0,9 ve 2,9 fakül büyüklüğünde etkin oldu. Türk lirası cinsinden ithalat fiyatları ve besin fiyatları varsayımlarındaki güncellemeler 2022 yılı enflasyon tahminlerini, sırasıyla, 2,2 ve 0,9 fakül kadar yukarı çekti. 2023 yılı şişkinlik tahminlerini Türk lirası cinsinden dış alım fiyatları 1,1 fakül yükseltirken, besin fiyatları varsayımındaki güncellemeler ise 0,9 fakül düşürdü. Yönetilen yönlendirilen fiyatlardaki doğal gaz ve cıvıltı kaynaklı gerçekleşen ayarlamalar, 2022 sene sonu pahalılık tahminini 0,6 puan artırdı. Mavera yandan, 2022 yılında daha çok açığındaki güncellemenin tahminlere etkisini 0,2 fakül hesaplarken, 2023 yılında az çok sadık olacağını öngörüyoruz” diye niteleyerek konuştu.

‘GÜÇLENEREK DEVAM EDECEK’

Şişkinlik tahminleriyle tınlamalı düşüşün lacerem sağlanacağını nâkil Kavcıoğlu, şu değerlendirmede bulundu:

“Dünyanın gelişigüzel yerinde olduğu üzere ülkemizde üstelik enflasyonun muhteşem ayrımsız kaynağını arz şokları oluşturuyor. Emtia ve enerji fiyatları, yakın dönemde ayrımsız tutar gerilemekle gelişigüzel tarihi ortalamalarının üzerinde artışlar yaşadı. Bu gelişmeler gerek pandemi, gerekse jeopolitik risklerin etkisiyle ortaya çıkan büyük yeryüzü kısıtlarının sonucudur. Şekil Bankası adına, ekonomi politikalarının arama alanının dışında artan bahis konusu arz kaynaklı maliyet baskılarına repo artırımlarıyla kıymet vermenin etkin olmayacağını değerlendiriyoruz. Enflasyonu düşürmek için, sadece mecmu talebi baskıcı politikalar uygulayarak, halihazırda yer cepheli baskılarla savaş eden üreticilerin envestisman ve ihracat kapasitelerine kötülük vermekten öteye gidemeyiz. Tamlık aksine, enflasyonun düşmesini üretimi destekleyerek ve üretim gücümüzü artırarak sağlayabiliriz. Ürem ve hedefli kredi kararlarımızla, uygun finansman koşulları oluşturarak, sunma ve akan fazla kapasitemizi geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bu doğrultuda, üreticilerin güven erişimini destekleyerek envestisman, istihdam, istihsal ve ihracatın artarak devam etmesine yardım sağladık. Mevduatların içerisinde Türk lirasının payı hemen artıyor. Bu konuda kesin hedefler belirleyerek yola bitmeme ediyoruz. Önümüzdeki dönemde Türk lirasının payının henüz da artacağını öngörüyoruz. Nedeniyle, bu kanaldan döviz kurlarındaki istikrara yardım sağlayarak, enflasyonu besleyen koca aynı unsuru birlikte taharri altına almış oluyoruz. Önümüzdeki dönemde, enflasyonun henüz hızlı gerilemesi üzere beklentilerin ve düzey istikrarının dezenflasyon süreciyle ahenktar olmaları gerekiyor. Halihazırda, enflasyonun ana eğilimi, çekirdek göstergeler ve beklentilerde gözlediğimiz kısmi salah, önümüzdeki dönemde de güçlenerek bitmeme edecek. Uyguladığımız faal politikalarla firmalarımızın fiyatlama davranışlarında engebe yaşanmasına ve sağlıksız bedel oluşumlarına cevaz vermeyeceğiz. Bunun sonucunda, beklentilerin ve düzey istikrarının enflasyondaki düşüşü desteklemesini sağlayacağız. Nema indirimleri ve şanlı ihtiyati araçlarımızla, kredi faizlerini politika faizlerine yakınlaştırarak üretimi destekliyor ve kredilerin istikrara yardım verecek şekilde dağılmasını sağlıyoruz. Kredilerin akıllıca kibar olmasını nasıl önemsiyorsak, kredilerin mübarek alanlarda kullanılmasını üstelik ayrımsız derecede önemsiyoruz. Bu, uyguladığımız politikanın esas unsurlarından biridir. Pahalilik, arzın sürekliliğinin sağlanması, döviz kurlarında istikrarın korunması ve fiyatlama davranışlarının normalleşmesiyle bir lahzada düşecek. Bu düşüşün sürekli tıpkısı fiyat istikrarı sağlamasının 2 yöre koşulu olduğunu değerlendiriyoruz.”

Share: