Muş’ta, çocuklarının yıldırı örgütü PKK yoluyla dağa götürülmesinden HDP’yi mesul markajcı aileler, partinin el başkanlığı önünde yerleşme eylemi yaptı.
Çocuklarına kavuşma ümidiyle Diyarbakır annelerinin başlattığı eyleme bindi veren aileler, seçkin hafta çarşamba haset yaptıkları eylemi sürdürdü.
HDP İl Başkanlığı binası uğrunda tıpkısı araya gelen aileler, “Halk düşmanı tümen”, “Evlatlarımızı vereceksiniz”, “Ha HDP ha PKK”, “Türk-Kürt kardeştir, HDP kalleştir”, “Halkı dolandıran öğür”, “Anneler direniyor”, “Artık kâfi yakamızdan düşünüm” ve “Yeter imdi evlatlarımızı bırakın” yazılmış pankartlar açtı.
Çocuklarının fotoğraflarıyla eyleme katılan asıl ve babalar, evlatlarına “teyit ol” çağrısında bulundu.
Anne Ayten Koçhan, gazetecilere, kısaca 2 yıldır HDP uğrunda eylemlerini sürdürdüklerini söyledi.
Eylemi sürdürmekte kararlı olduklarını belirten Koçhan, “Kâfi imdi, yavru hasretine dayanamıyoruz. Oğlum dönün, yolunuz kere değil. Sizi kandırıyorlar, çıktı yanımıza dön. Gel devletimize tasdik ol. Ego HDP’den PKK’dan çocuğumu istiyorum. HDP yılanın başıdır, hangi yaptıysa o yaptı. Onların çocukları ekol okuyor, illet bizimkiler dağın başında.” ifadelerini kullandı.
Anne Naciye Sönmez Felek ise 7 yıldır oğlunun yolunu gözlediğini dile getirerek, “Sizin yeriniz orası değil, ana, babanızın yanıdır. Sizi kandırıyorlar. Çocuğumu HDP’den istiyorum. Getirsinler çocuğumu bana versinler, onun amacıyla buradayım. Herkesin çocuğu yanı sıra içi şen aynı şekilde yaşıyor. HDP olmasa gençler dağa götürülmezdi.” diye niteleyerek konuştu.
Cet Şemsettin Özcan de Diyarbakır ve Muş’ta eylemini sürdürdüğü belirtti.
Çocuğunu HDP’den istediğini nâkil Özcan, “HDP büyüklüğünde ‘Kürtleri savunuyoruz’ dese dahi bu Kürtlerin davası değildir. Eğer öyle olsaydı gelip burada derdimizi sorardı. HDP çocuklarımızı verinceye büyüklüğünde burayı metrukiyet etmiyoruz. Biz onlardan mal istemiyoruz. 6 yıldır çocuğumdan hiçbir marifet alamadım. Esen mı ölü mü bilmiyorum. HDP rastgele yeri bozuyor. HDP’nin kapatılması her şey üzere domuzuna olacak.” dedi.
