Türkiye’nin Çınarları-Ressam İlhami Atalay Açıklaması

Ressam İlhami Atalay, sanatta herhangi bir ahit teceddüt peşinde olduğunu ifade ederek, “Ego sanatın ruhunda yenilenme olduğuna, yenilik yoksa sanatın tıpkısı anlamı olmadığına, sanatkarın içre bulunduğu çağı kavrayıp, ati çağı hissetmesi ve onun ilerisine geçerek yıpranmamış şeyler ortaya koyması gerektiğine inanıyorum.” dedi.

Ekin, tekellüm, haber, spor, politika ve aksiyon dünyasının duayen isimlerini ” Türkiye’nin Çınarları” projesi kapsamında fotoğraflayan Anadolu Ajansı, bu kapsamda sanatçı İlhami Atalay’ı dahi fotoğrafladı.

Artvin’dahi 1948’üstelik dünyaya mevrut Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, güzelce sanatlarda akademik eğitimin insanın ruhunu ve mizacını yaraladığını savunarak, “Akademik eğitim gençlerimizi kavisli yönlendiriyor. Gençlerimiz ecnebi sanatçıların hayatını okuyup onlara özeniyor. Onlar da zat kültürlerini duyurmak için bunlara erişimi kolaylaştırıyor. İlmi adına sanatı nezaret etmek amacıyla girmiyorlar akademiye. Onlar bu hat yaşantıya özenerek giriyor.” diyerek konuştu.

Atalay, rastgele sene üç bin kişinin müzakere eğitimi veren okullardan mezun olduğuna meni ederek, şunları aktardı:

“Tamam üç bin kişiden tıpkısı hayat yetişiyor mu sanatkâr yerine. Bu boyut, eğitimin bozukluğunu, eğitimin sorgulanması, tartışılması gerektiğini gösteriyor. Ekin emperyalizmi bize kültürsüzleşmeyi, yoksulluğu, köle olmayı getirdi. Ego de özlük becerimle bu firez emperyalizminin açtığı koyu yaraları süzgeçten geçirerek, yorumlayarak, ‘Kendimize elbette devir yapabiliriz?’ diye niteleyerek mücahede gösteriyorum. Benim tıpkısı çizgim var, musahabe tarihinde izlediğim bire bir kere. Sanatkarlarımız, Gün Batısı’nın özelliği olan ilmî araştırı, gözlemleme ve teknolojik mutluluk yolunu izlemiyor. Hemen Garp’ya özenerek, onun gözlüğüyle bakmaya çalışıyor, meseleleri Batı’ya uygunluğu üzerinden değerlendiriyorlar. Beyinlerini kiraya vermişler. Batı için sanat üretiyorlar. ‘Biz kimiz, neyiz, başka toplumlardan ne farkımız var, meselelere lacerem bakmamız lazım?’ sorularını sormuyorlar. Ego bu sorular üstüne çalışıyorum.”

Meydana getirdiği değme seride yeni yollar fora etmek amacıyla denemelerde bulunduğunu vurgulayan Atalay, “Bu yolu inceleyecek tüvana sanatkarların yeni şeyler üretmesi ve yeni yollar açması üzere çabalıyorum.” ifadelerini kullandı.

“Sanatın ruhunda yenilenme olduğuna inanıyorum”

İlhami Atalay, sanatta gelişigüzel antlaşma teceddüt peşinde olduğunu aktararak, “Gâh sanatçılar yegâne makule tıpkı gestalt ve konu çalışıp, dünya malı boyu onunla anılmak lüzum. Konusu hangi olursa ona odaklanır ve bütün onunla ilişik istihsal yapar. Söz Misali anadan görme sanatlarda teceddüt yoktur. Orada dahi çalıştım. Onu aşmanız istenmiyor. Ben sanatın ruhunda yenilenme olduğuna, yenilik yoksa sanatın bire bir anlamı olmadığına, sanatkarın ortamında bulunduğu çağı kavrayıp, ati çağı hissetmesi ve onun ilerisine geçerek yeni şeyler ortaya koyması gerektiğine inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Son çalışmalarında hamsi gözünden ilham aldığının altını çizen maharetli artist, şu bilgileri verdi:

“Kainatın içerisindeki meçhul çizgileri icat etmek üstüne bakir tıpkı hikmet üretiyorum. Elan zaten bunun sancılarını çekiyorum. en son yaptığım ‘Hiçlik’ serisinde, bire bir insanın cemaat olduğu hep nimetlerin tıpkı dönme elinden alınacağını düşündüğünde eşyanın hiç aynı kıymetinin kalmadığını, kendisinin aynı ‘on paralık’ olduğu kavramını inceledim. Hiçliğin sonsuzluğunda yüzen sanatçının üreteceği eserin, insanlara mesafe ve küşayiş vereceğini fikren o seriyi yaptım. Hamsi gözünün geometrik yapısını inceleyerek oluşturdum. Anadan Görme İslam sanatıyla bağlar kurdum, ahşap oymacılık, sedef kündekâri ile bağlantılar kurarak köken tıpkısı çağdaş İslam sanatı yapmaya gayret ettim. Bakışımsız dengeye göre zer kuralları göstermeye çalıştım.”

“Boş kavramlar peşinde koşmanın cezası boşluğa bağlanmak evet”

Kavramsal sanata dayalı üstelik eleştiride mevcut mahirane ressam, “Bu, Batılıların ortaya attığı tıpkı öz. Bizimkiler dahi bibi onun peşinde sürükleniyor. Kalıcılığı olmayan, ati kuşaklara tek husus vermeyen enstalasyonları görüyorum. Talebelerim içerisinden de hakeza icraat yapanlar imdi. Bunlar aldatıcı şeyler. Boş kavramlar peşinde koşmanın cezası, boşluğa intibak etmek olur.” dedi.

İlhami Atalay kimdir?

Ressam İlhami Atalay, 1948’bile Artvin’in Arhavi ilçesinde doğdu ve 1972’da İstanbul Devlet Evire Çevire Sanatlar Akademisini bitirdi.

Burslu yerine 1973-1978’birlikte Berlin Heybet Güzelce Sanatlar Akademisi ve Tatbiki Görüşme Akademilerinde foto ve duvar halısı eğitimini bitiren Atalay, Fransa’birlikte duvar halısı ve tekellüm araştırmalarında bulundu. Atalay, 1981-1983’te serbest desinatör olarak çalıştı. Sanatkâr 1983’te İstanbul’a dönerek, baştan kılık çalışmalarına başladı.

Hafta sonları İstanbul Dizayn Merkezi’nde öğrenci yetiştirmeye devam eden Atalay, 2022’dahi “Temiz Fazıl Çekinmek Ödülü”ne layık görüldü.

Son namına İlhami Atalay’ın 75. mevlit günü çerçevesinde, 33 eserine yer sunulan şahsi kılık sergisi, Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) sanatseverlerle buluştu. çetin bağ gören sergi 22 Ocak’ta sona erdi.

Share: