Türk-İş Umumi Başkanı Ergün: “Zamanı gelmeden minimum ücretle ilişik tıpkısı öz söylemeyeceğim”

Türk-İş Genel Başkanı Ergün: “Zamanı gelmeden asgari ücretle ait ayrımsız şey söylemeyeceğim”

” (Eroin kazası) Sorumluların aynı zaman önce ortaya çıkarılması gerekiyor”

ANTALYA – Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, “Zamanı gelmeden minimum ücretle ilişkin tıpkısı şey söylemeyeceğim” dedi.

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Manavgat’ta tıpkı otelde düzenlenen “Medya Buluşmaları” etkinliğine katıldı. Amasra’de meydana mevrut beyaz zehir kazasına değinen Atalay, “Demincek burada gerçekli bir sebebi var bunun. Yani gaz yalnız başına patlamaz. Şimdi madenle ilgili bu kurulan Araştırma Komisyonu tıpkı an önceki sebebini bulsun. Sorumluları nedir, kimdir kamuoyunun önüne çıkartsınlar. Ondan sonra maden zirvesi yapmamız gerekiyor, kim bunu yıllardır dillendiriyoruz. Bunun içre iktidarı, muhalefeti olsun; bunun süresince eroin mühendisleri, işçisi, sendikaları, üniversiteleri olsun. A’dan Z’ye birlikte burada bu meseleyi mutluluk gündemine tıpkı henüz yeniden getirelim. Çünkü bu akseptans edilecek aynı genişlik değil” dedi.

“O su torbaları olmasa daha dokunaklı olurdu”

Kazaların önüne geçilmesi için gelişen teknolojiyle birlikte birlik maden ocaklarının elan emniyetli hale getirilmesi gerektiğini dile getiren Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Gerçekte Amasra’daki kömür ocağında bizim gür üstelik ayrımsız teknolojimiz var. Aşağısı 350 metre, 2,5 kilometrelik benzeri kayran var. Bu madenin tavanlarında akarsu torbaları var naylondan. O akarsu torbaları olmasa henüz pahal olurdu. Çünkü ateşi gördüğü antlaşma akarsu torbaları patlıyor. Madeni, kömürü, akarsu çamur yapıyor. Zira kömür aşağıda bu cebe kabil, kurşun kabil yani vurduğu yeri namevcut ediyor. Yani bu sistemi Türkiye’deki bilcümle eroin ocaklarına dayamak geçişsiz.”

“Sağlıkta mahsus bire bir noktadayız ama bu meseleyi birlikte o bölgelerde halletmek lazım”

“Henüz büyük benzeri molekül var” diye sözlerine devam eden Atalay, “Deminden bu ülkede beyaz zehir yoğunluklu olduğu yerler anlaşılan. İşte Maraş bölgesi, Zonguldak bölgesi, Kütahya bölgesi, Soma bölgesi. Bire Bir dakika geçmiş oradaki üniversitelere, hastanelere üzüntülü tedavi merkezini inşa etmek lazım. Demin bizim İstanbul’da altı kardeşimiz var. Bunların aha 4 tanesi ızdıraplı. Sebebi ne? İşte oralarda acılı merkezi bulunmayan. Yani sağlıkta muhtemelen tıpkı noktadayız ama bu meseleyi üstelik o bölgelerde çözmek geçişsiz. İşte ego bunu senelerdir dillendiriyorum. Ruzname oluyor böyle kaza olduğu devir. Bilahare insanlar unutup gidiyor. Yani mesele bu. İnşallah ayrımsız zaman evvel önümüze raporu koyarlar, bilahare önümüzü görürüz. Ona göre akım ederiz” dedi.

Atalay, EYT ile ilgilendiren de 1999 öncesi işe girmiş olanların gözyaşı sorunu yüzünden emeklilikte karşılaştıkları sorunun çözümüyle ait maddesel manevi gayret sarf ettiklerini belirterek, bu konuyu bakana, ülkeyi yönetenlere tekraren söylediklerini ve bir daha gündeme gelmemesi üzere esaslı hallolması gerektiğini bilcümle ifade ettiklerini aktardı.

“Ben zamanı gelmeden bununla ait bir öz söylemeyeceğim”

Minimal ücret beklentileriyle ilişik gazetecilerin sorularına cevap veren Atalay, “Ben minimum ücreti ağzıma almıyorum. Tek konuşmuyorum. Sebebi da şu. Siyasiler üç aydır minimal sevap konuşuyorlar, kim onlarla hiç ilgili değil. İlgili olan ki? İşveren sendikası. İlgili olan ki? Türk-İş. İlgili olan işte biziz. evet ben demin maaşa beş kamer kaldığında imge mu satayım, himmet mi satayım? Ne yapayım ego? Demin bu minimum ücreti tığ ne devir alacağız? Eş 1’bile uygulanacak, Gücük Ay 1’da alacağız. Ne ben bunu ağustostan itibaren konuşayım? Bundan geçmiş haziran başında birlikte aynıydı. Başladılar gücük ay ayında konuşmaya. Şimdi zaten başlıyorlar üç aydır konuşmaya. Ben zamanı gelmeden bununla ilişkin tıpkı öz söylemeyeceğim. Zira ben niçin düş mu satayım, faaliyet mi satayım millete, kaçınan şeye ne konuşayım ki. Yani olacak ayrımsız hisse senedi olduğu ant siz bile biliyorsunuz, halkoyu bile biliyor. Gitmem gereken yerlere giderim. Söylemem müstelzim yerlere söylerim. Türk-İş başkanı söyler, hesabına getirir. Hesabına getirmeyeceği aynı molekül söylemez. Mabeyin ayına mail, bire bir hafta kala, üç-ilkokul aktarılma kaldığında bu arada otururuz söylememiz gerekeni söyler, onun yanında birlikte kapı kadar dururuz” ifadelerini kullandı.

Türkiye Azık ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası Umumi Başkanı İsa Gök bile, Türkiye Veri Kameramanları Derneği ile iletişim araçları çalışanlarını 7 yıldır sendikanın otelinde bire bir araya getirdiklerini belirterek, anadan görme arkaç getirdikleri medya buluşmalarını sürdürmeye davam edeceklerini kaydetti.

(BLT-EG-CC-E)

Share: